Nissan, eski CEO Carlos Ghosn’un çello kutusu ile İstanbul üzerinden Lübnan’a kaçışından bu yana zorlu bir yolculuktan geçiyor. Ghosn’un 2018 yılında mali suçlamalarla tutuklanmasının ardından yaşananlar, şirketin geleceğini şekillendiren kritik dönüm noktalarından biri oldu. Tesla ve BYD gibi güçlü rakiplerin pazara hızlı girişleri, Nissan’ı sektörde geri planda bırakırken, şirketin geleceğine dair belirsizlikler her geçen gün artıyor.
Nissan, uzun zamandır yaşadığı içsel çalkantılar ve dışsal zorluklar ile boğuşuyor. Çevrimiçi yapılan son bir yönetici toplantısının basına sızmasının ardından, şirketin geleceği daha da karanlık hale geldi. CEO Makato Uchida’nın liderliğinde, şirketin finansal durumu giderek kötüleşiyor ve üretim ile istihdamda kesintilere gidilmesi bekleniyor. Reuters’a göre, bu kötüleşen durumun temel nedeni, özellikle Kuzey Amerika ve Çin pazarlarındaki zayıf satışlar ve düşük kârlılık. Üst düzey yöneticilerin, şirketin sürdürülebilirliğini sağlamak için ciddi önlemler alması gerektiği konusunda hemfikir oldukları belirtiliyor.
Dışsal Faktörler ve Küresel Politikaların Etkisi
Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinin ardından, Nissan için işler daha da karmaşıklaştı. Trump’ın, Meksika’ya yüzde 25 gümrük vergisi uygulama tehdidi, düşük maliyetli üretim merkezlerini hedef alan bir strateji izlediğini gösteriyor. Bu durum, Nissan’ın Meksika’daki üretimini zorlayarak şirketin global üretim ağını sarsabilir. Üstelik, Trump’ın ekonomik politikalarının öngörülemezliği, şirketin karar alma süreçlerini zorlaştırıyor.
Yönetim Değişiklikleri ve Liderlik Krizleri
Carlos Ghosn’un kaçışı ve ardından yaşanan liderlik boşluğu, Nissan için sadece bir dönüm noktası değil, aynı zamanda operasyonel aksaklıkların başlangıcı oldu. Ghosn’un halefleri, şirketin geleceği için gerekli liderlik vizyonunu bir türlü sağlayamadı. 2019’da Ghosn’un haleflerinden Hiroto Saikawa, fazla maaş aldığı gerekçesiyle istifa etti ve bu durum, şirketin halkla ilişkiler açısından da büyük bir darbe oldu. Ardından, Operasyon Direktörü Ashwani Gupta’nın ayrılmasıyla birlikte, Nissan’ın yönetim kadrosunda istikrarsızlık baş göstermeye başladı. Bloomberg News’e göre, CFO Stephen Ma’nın da yakında istifa etmesi bekleniyor, bu da şirketin geleceğiyle ilgili endişeleri artırıyor.
Elektrikli Araç Hamlesi ve Üretim Zorlukları
Nissan’ın yeni elektrikli aracı Ariya, Tesla’nın Model Y’sine rakip olarak piyasaya sürülmesi bekleniyordu. Ancak üretim sorunları ve Japonya’daki üretim tesislerinden dolayı Ariya, hedeflenen pazara girmekte zorluklar yaşıyor. ABD’de vergi teşviklerinden faydalanamayacak olması da satışları olumsuz etkiliyor. Nissan’ın, elektrikli araç pazarındaki bu gecikmeler, Tesla ve BYD gibi rakiplerinin hızla pazar paylarını artırmasına yol açtı.
Zorlu Bir Dönem: Azalan Satışlar ve Değer Kaybı
Nissan, 2017’ye kıyasla geçen yıl yaklaşık yüzde 40 daha az araç sattı ve toplamda 3,3 milyon araç satışına geriledi. Şirketin hisse senetleri, son on yılda yüzde 70 oranında değer kaybetti ve yaklaşık 30 milyar dolar değer kaybı yaşandı. Bu, sadece finansal değil, aynı zamanda marka itibarı açısından da büyük bir darbe anlamına geliyor.
Nissan, pazarın rekabetçi doğasında ve kendi içsel krizlerinde nasıl bir yol izleyeceği konusunda belirsizliğini koruyor. Gerek yönetim değişiklikleri, gerekse dışsal ekonomik faktörler, şirketin önündeki zorlukları daha da derinleştiriyor. Bu koşullar altında, Nissan’ın geleceği için atılacak adımlar, sadece şirketin değil, aynı zamanda otomotiv sektörünün de yönünü belirleyecek.
