Türkiye’de akaryakıt sektöründe yapılan yeni düzenlemeler, nakliye sektörü temsilcilerinin büyük tepkisini topladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan ve kamyonların yalnızca akaryakıt istasyonlarından yakıt alma zorunluluğunu getiren yönetmelik, taşıma maliyetlerini artırarak enflasyonist bir etki yaratacağını ve ihracatçıları olumsuz yönde etkileyeceğini öne sürdü.
Yeni Yönetmelik ve Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), 1 Ocak 2025’te devreye girecek ve akaryakıt istasyonu işleten firmaların en az bir pompa ünitesine Taşıt Tanıma Okuyucu (TTO) taktırması gerekecek. Aynı şekilde, tüm araçların Taşıt Tanıma Birimi (TTB) ile donatılması zorunlu hale gelecek. Bu düzenlemelerin arka planında, akaryakıt piyasasında rekabet eşitliği sağlamak ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele bulunuyor.
Ancak, sektör temsilcileri yeni düzenlemenin pratikte uygulanabilir olmadığı konusunda hemfikir. Nakliye şirketleri, akaryakıt istasyonlarının büyük kamyonların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli altyapıya sahip olmadığını, bir TIR’ın yakıt almak için ortalama yarım saat beklediğini belirtiyor.
Trafikte Kaos ve İhracatta Olumsuz Etki
TIRPORT Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, “Türkiye’de yurt içi taşımaların yüzde 90’ı karayolları ile gerçekleştiriliyor. Günlük 300 bin kamyonun yollarda olduğunu göz önünde bulundurursak, bu araçların akaryakıt istasyonlarına yönlendirilmesi, trafikte büyük bir kaos yaratacaktır,” dedi. Ayrıca, organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren nakliye firmalarının, araçlarını bu alanlardan çıkarmalarının imkansız olduğunu da vurguladı. Bu durum, iş kaybı ve zaman kaybı anlamına gelerek, firmalara ek maliyetler getirecek.
Maliyetlerin Artışı ve Navlun Üzerindeki Etkiler
Yeni yönetmelik, toplu yakıt alım avantajını ortadan kaldırarak lojistik maliyetlerini artıracak. TIRPORT’un verilerine göre, Avrupa’da navlun içinde akaryakıt maliyetinin payı yüzde 26 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 52’yi geçiyor. Nakliyeciler, özellikle ihracat taşımalarında rekabet avantajının kaybolmasının ve lojistik maliyetlerin artmasının enflasyon üzerindeki etkisinin olumsuz olacağına dikkat çekiyor.
İş Makineleri ve Operasyonel Zorluklar
Bunun yanı sıra, bazı lojistik firmalarının iş modelleri gereği araçlarını akaryakıt istasyonlarına göndermeleri neredeyse imkansız. İş makinelerinin trafiğe çıkmasının yasak olması, bu makinelerin yakıt ikmali süreçlerinde de sorunlar yaratacaktır. Dolayısıyla, yeni düzenlemenin yalnızca taşımacılık sektörü değil, aynı zamanda inşaat ve sanayi sektörlerinde de operasyonel zorluklara yol açması bekleniyor.
UND’den İtiraz: “Düzenleme Yeniden Değerlendirilmeli”
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Şerafettin Aras, yeni düzenlemenin sektörde yarattığı tedirginliğe dikkat çekerek, nakliyecilerin uygulamadan muaf tutulması gerektiğini savundu. Aras, “Toplu akaryakıt alım hakkı verilen işletmeler arasına nakliyecilerin de alınması gerekiyor. Ayrıca, yakıt istasyonlarına takılan cihazların, sektör firmalarımızın depolarına da takılmasını öneriyoruz. Türkiye’nin stratejik konumu ve bölgedeki istikrarsızlıklar göz önüne alındığında, bu yeni düzenleme mutlaka yeniden değerlendirilmelidir,” dedi.
Sonuç olarak, nakliye sektörü temsilcileri, yeni yönetmeliğin uygulamaya geçmesiyle birlikte ortaya çıkacak sorunların hem sektöre hem de Türkiye’nin ekonomisine ciddi etkileri olacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Bu düzenlemelerin getirdiği zorluklar, sektörün geleceği açısından önemli bir tartışma konusu olmaya devam edecek.